Sarıtaş mesajında şu ifadelere yer verdi:

Kurtuluş Savaşı’nın mimarı, bağımsızlık savaşında dünyada bir ilk olmuş, devrimleriyle ulusa kimlik kazandırmış Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 86. yılında sevgi, saygı ve büyük bir özlemle anıyoruz.

Devrimci ruhu bugün de o günkü gibi diri, ilerici ve aydınlık olan Mustafa Kemal’in açtığı yol, çağdaş uygarlık yoludur. Atatürk’ün dünya liderliği, ileri görüşlülüğü, askeri ve siyasi dehası ve ışık saçan devrimleri bugün; gerici, bölücü zihniyetleri rahatsız etmekte ancak, Türk Ulusu’nun Ata’sına olan sevgisini giderek perçinlemektedir. Mustafa Kemal Atatürk dün olduğu gibi bugün de yarın da aydınlığa, çağdaşlığa, özgürlüğe götürecek bir idealin adıdır.

Büyük devrimcinin kurmuş olduğu laik, demokratik, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bugüne 101 yıl geçti. Cumhuriyet karşıtlarının Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarını, Cumhuriyet’imizin ilkelerini itibarsızlaştırmasına, Atatürkçülüğü gölgede bırakmaya çalışan bilimsellikten uzak şekilde hazırlanan müfredatlara rağmen çağdaş, bilimsel, laik ve ulusal eğitimin savunucusu Eğitim-İş; Cumhuriyet’in değerlerini, Atatürk ilke ve devrimlerini, çocuklara öğretmeye devam edecektir.

Günümüzde yaşanan gelişmeler; Atatürk’ün en büyük eseri ve bizlere emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine sahip çıkmamız gerektiğini, demokrasinin ve hukuk devletinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.

Emperyalizme karşı kurtuluş mücadelesi vermiş, Güney Amerika’dan Hindistan’a kadar diğer uluslara da bağımsızlık ateşi yakmış, ulusumuzun “kurtarıcısı” da “Büyük Önderi” de Türk Ulusu var olduğu sürece Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu gerçeği kabullenemeyip kendilerine yeni önderler arayan bu zihniyetin kat edebileceği yol ise ulusun benliğinde değil; olsa olsa kötü anılarında kalmaya mahkumdur.

Ata’sını kaybettiği 10 Kasım gününü ebedi matem günü ilan ederek, her 10 Kasım’da saat 9.05’te dünyanın gözlerini kamaştıracak bir vefa örneği göstererek ülkeyi sokak sokak ölüm sessizliğine büründüren halkımız, elbette Büyük Önder’ini silmek isteyenleri inşa ettikleri kör karanlığa hapsedecektir. 

Eğitim-İş olarak bir kez daha altını çiziyoruz ki; Türkiye Cumhuriyeti dervişler, şeyhler, müritler memleketi olmayacaktır. Bu ülkede özgür ve insanca yaşayabilmemiz yalnızca laik Cumhuriyeti yaşatmakla mümkün olacaktır.  Bugün ulus olarak yapmamız gereken, Büyük Önder’in yaşamını, düşüncelerini, ilke ve devrimlerini tüm yönleriyle gelecek kuşaklara öğretmektir. Atatürk’ü anmanın ve anlamanın en güzel yolu budur.

Eğitim-İş; laik, demokratik, bilimsel eğitime, Cumhuriyet’imize, bölünmez bütünlüğümüze, Atatürk devrimlerine, sosyal hukuk devletine sahip çıkacak, yılmadan mücadeleye devam edecektir.

Devrimci ruhu yaşayan, devrimleri aydınlatan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, özlem ve minnetle anıyoruz.