Mahmut İŞCAN
Köşe Yazarı
Mahmut İŞCAN
 

Gönül Köprüsünü Yıkma!

İmamı Şafii (Muhammed bin İdris El Şafii) talebelerinden biri olan Yunus ile müzakere yaptığı bir meselede ihtilafa düşer. Öyle ki, talebesi öfkesinden dolayı dersi terk eder ve evine gider. Akşam olunca, Yunus kapısının çalındığını fark eder. -"Kim o?" der. Kapıdaki kişi, -"El Şafii." der. Yunus, kapıyı açar ve İmam Şafii’nin kapıda beklemekte olduğunu görür. Hocasının ayağına kadar gelmesine şaşırır. İmam Şafii, kapıyı açan talebesi Yunus'a, ders niteliğinde şunları söyler: -Ey Yunus, bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken bir mesele mi bizi ayıracak? -Ey Yunus, yaptığın ve üzerinden geçtiğin köprüleri yıkma! Bir gün o köprüden geri dönmen gerekebilir! -Ey Yunus, hatadan nefret et, ama hataya düşenden nefret etme!. -Bütün kalbinle günaha öfkelen, ama günahkara acı, ona merhamet göster!. -Ey Yunus, sözü eleştir, ama sözü söyleyene saygı göster!. -Ey Yunus, görevimiz hastalığı tedavi etmektir!. Hastayı yok etmek değil!."   Öyle ya! Hatadan nefret edebiliriz, ama hataya düşenden nefret etmek, doğru mu? Sözü eleştirebiliriz, ama sözü söyleyene saygı göstermemek, ona kötü davranmak, kötü söz söylemek, doğru mu? Bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken, bir mesele yüzünden birbirimizden ayrılmak, doğru mu? Hata yapmak, insanın doğasında var. Yapilan hataya kızabilirsin, ama hata yapana kızmak, hatasından dolayı onu yerden yere vurmak, doğru mu? Hasta olan birisini iyileştirmeye çalışmak mı daha doğru, yoksa hasta diye hastayı yok etmek mi? Yahya b. Muaz bu durumu: “Mü’min kardeşine faydalı olamıyorsan, bâri zararlı olma; onu sevindiremiyorsan, bâri üzme; övmeye dilin varmıyorsa, bâri yerme.” diye mükemmel şekilde bizleri uyarır. “İyiliğe gücün yetmezse kötülük yapma.” der Feriduddin Attar. Alın size altından daha değerli sözler. İş barışı mı, aile saadeti mi, arkadaş kardeş hukuku mu, toplumsal denge mi... hepsi burda işte. Toplum olarak bu uyarılara çok ama çok ihtiyacımız var. Günümüzde akrabasını, dostunu, eşini yaptığı bir hata yüzünden terk edip yüz çevirenlere yukarıdaki tarihi kıssayı defâlarca anlatmak lâzım. Anasını, babasını, eşini, çocuğunu, kardeşini, akrabasını, arkadaşını, komşunu yaptığı bir hata yüzünden terk edip yüz çevirenlere, yıllarca küs duranlara bu davranışı okutmak lâzım. Son söz Mevlâna'dan:  "-Dostlarını Daima Vefa İle Hatırla.! -Arayan Sen Ol, Bulan Sen; -Tanıyan Sen Ol, Kucaklayan Yine Sen. -Kula Vefası Olmayanın, Hakk'a Vefası Olmaz"
Ekleme Tarihi: 24 Ocak 2024 - Çarşamba
Mahmut İŞCAN

Gönül Köprüsünü Yıkma!

İmamı Şafii (Muhammed bin İdris El Şafii) talebelerinden biri olan Yunus ile müzakere yaptığı bir meselede ihtilafa düşer. Öyle ki, talebesi öfkesinden dolayı dersi terk eder ve evine gider. Akşam olunca, Yunus kapısının çalındığını fark eder.

-"Kim o?" der.

Kapıdaki kişi,

-"El Şafii." der.

Yunus, kapıyı açar ve İmam Şafii’nin kapıda beklemekte olduğunu görür. Hocasının ayağına kadar gelmesine şaşırır.

İmam Şafii, kapıyı açan talebesi Yunus'a, ders niteliğinde şunları söyler:

-Ey Yunus, bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken bir mesele mi bizi ayıracak?

-Ey Yunus, yaptığın ve üzerinden geçtiğin köprüleri yıkma! Bir gün o köprüden geri dönmen gerekebilir!

-Ey Yunus, hatadan nefret et, ama hataya düşenden nefret etme!.

-Bütün kalbinle günaha öfkelen, ama günahkara acı, ona merhamet göster!.

-Ey Yunus, sözü eleştir, ama sözü söyleyene saygı göster!.

-Ey Yunus, görevimiz hastalığı tedavi etmektir!. Hastayı yok etmek değil!."

 

Öyle ya!

Hatadan nefret edebiliriz, ama hataya düşenden nefret etmek, doğru mu?

Sözü eleştirebiliriz, ama sözü söyleyene saygı göstermemek, ona kötü davranmak, kötü söz söylemek, doğru mu?

Bizi birleştiren yüzlerce mesele dururken, bir mesele yüzünden birbirimizden ayrılmak, doğru mu?

Hata yapmak, insanın doğasında var. Yapilan hataya kızabilirsin, ama hata yapana kızmak, hatasından dolayı onu yerden yere vurmak, doğru mu?

Hasta olan birisini iyileştirmeye çalışmak mı daha doğru, yoksa hasta diye hastayı yok etmek mi?

Yahya b. Muaz bu durumu: “Mü’min kardeşine faydalı olamıyorsan, bâri zararlı olma; onu sevindiremiyorsan, bâri üzme; övmeye dilin varmıyorsa, bâri yerme.” diye mükemmel şekilde bizleri uyarır. “İyiliğe gücün yetmezse kötülük yapma.” der Feriduddin Attar.

Alın size altından daha değerli sözler. İş barışı mı, aile saadeti mi, arkadaş kardeş hukuku mu, toplumsal denge mi... hepsi burda işte.

Toplum olarak bu uyarılara çok ama çok ihtiyacımız var. Günümüzde akrabasını, dostunu, eşini yaptığı bir hata yüzünden terk edip yüz çevirenlere yukarıdaki tarihi kıssayı defâlarca anlatmak lâzım. Anasını, babasını, eşini, çocuğunu, kardeşini, akrabasını, arkadaşını, komşunu yaptığı bir hata yüzünden terk edip yüz çevirenlere, yıllarca küs duranlara bu davranışı okutmak lâzım.

Son söz Mevlâna'dan:

 "-Dostlarını Daima Vefa İle Hatırla.!

-Arayan Sen Ol, Bulan Sen;

-Tanıyan Sen Ol, Kucaklayan Yine Sen.

-Kula Vefası Olmayanın, Hakk'a Vefası Olmaz"

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberpoligon.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.