Cemil Meriç sosyal bilimlerin birçok alanında araştırma yapmış, yazılar yazmış, kitaplar vücuda getirmiş bir düşünce adamımızdır.
Bu yazımızda Cemil Meriç’in düşünce dünyasındaki yolculuğuna, düşünce dünyasındaki büyük değişime bakmak istiyoruz.
Cemil Meriç’in düşünce dünyasında büyük değişim meydana getiren iki hadise vardır.
Bu iki hadise, tabir yerindeyse Cemil Meriç’in uyanışına sebep olmuş, onu kendi insanına döndürmüştür. Kendi insanını keşfetmesine yol açmıştır.
Cemil Meriç Hint edebiyatıyla ilgili araştırma yapar ve bu konudaki kitabı yayımlanır. Meriç, kitabı dönemin aydınlarına, köşe yazarlarına gönderir. Fakat kitap beklediği ilgiyi görmez.
Bu durumu Cemil Meriç, memleketteki aydınların vurdumduymazlığı ve cehaleti olarak görür ve yorumlar.
Daha sonra “Saint Simon İlk Sosyolog ilk Sosyalist” isimli kitabı yayımlanır. Bu kitapta beklenen ilgiyi görmez.
Meriç Hint edebiyatıyla ilgili olan kitaptan dolayı “sağ” damgası yemiş, “Saint Simon” kitabıyla ilgili olarak da “sol” damgası yemiştir.
Her iki eserinde de derinlik ve farklılık ortaya koyan, bilgi bikrimi ve kültürünü eserlerine yansıtan Meriç, haklı olarak ilgi ve hayranlık bekler.
Bu durum, Cemil Meriç’in kendi ülkesini tam olarak tanıyamadığı, kendi ülkesindeki gerçeklere, kitaplardaki gerçekler kadar hakim olamadığı şeklinde yorumlanır.
Çok zaman geçmeden Cemil Meriç de bu eksikliğini fark eder.
Nitekim Meriç’e eksikliğini fark ettiren hadiseler şöyle gelişir.
“Beyefendi, bu mükemmel bir Fransız Kütüphanesi. Ama siz Türksünüz. Sizin kütüphaneniz nerede?”
Bir gün Cemil Meriç’in kütüphanesini bir Fransız romancı ziyaret eder ve kütüphaneyi inceledikten sonra Cemil Meriç’i adeta sarsan bir cümle sarf eder. “Beyefendi, bu mükemmel bir Fransız kütüphanesi. Ama siz Türksünüz. Sizin kütüphaneniz nerede?” diye sorar.
Bu ifade Cemil Meriç’in dünyasında yeni bir dönemin başlamasına sebep olur. Meriç, kendi kütüphanesinin, kendi kültürünün ve birikiminin fazlasıyla batılı olduğunu fark eder. Kendi ülkesinde, kendi ülkesine ait olmayan bilgi ve fikir üretmeye çalıştığını görür.
“Sen bizden değilsin”
Cemil Meriç’in düşünce dünyasında sarsıntı meydana getiren ikinci hadise de şu şekilde cereyan eder.
Cemil Meriç, 1966-1967 yıllarındaki Konya yolculuklarında bir üniversiteli genç ile temas kurar. Bu durumu “ilk defa başkası ile temas ettim. Başkası. Yani kendi insanım.” diye açıklar. Üniversiteli genç Cemil Meriç’e, “Sen bizden değilsin” der. Meriç, “Evet! Ben onlardan değildim. Ama onlar kimdi? Uçurumun kenarında uyanıyordum” sözleriyle, düşünce dünyasındaki değişimi, bu yöndeki uyanışını dile getirir.
Fransız romancının “kütüphaneniz nerede?” sorusu ve Konyalı gencin söylediği “sen bizden değilsin” sözleri Meriç’te uyanışa sebep olur.
Bundan sonra Cemil Meriç’te zihniyet değişimi meydana gelir. Bu değişiklik yerli yerine oturur. Kendisine yeni bir istikamet belirler ve çalışmalarını buna göre sürdürür. Meriç artık kendi ülkesinin ve kendi insanının aydınıdır.
Daha sonra bu değişim ilk meyvelerini vermeye başlar. İlk meyve “Bu Ülke” kitabıdır. Hemen arkasından “Ümrandan Uygarlığa” kitabı da çıkar. Meriç için yeni bir dönem başlamıştır.
Bu yeni dönemde Cemil Meriç, yeni keşfettiği kendi insanına seslenir. Toplumuna hizmet etmeye başlar. Kendi insanına karşı olan görevini yerine getirir. Bu iki eser beklenen ilgiyi görür ve Cemil Meriç’in istediği takdiri toplar.
Cemil Meriç cemiyetine yüzünü döndükten sonra, cemiyetinin kendisine kucak açtığını görür. Sürekli konferanslara davet edilir. Kendisinden makale istenir hale gelir.
Cemil Meriç’in düşünce dünyasındaki değişime sebep olan hadiseler bu şekilde cereyan eder.
Ve şu an Cemil Meriç hak ettiği ilgiyi görmeye devam ediyor. Kitapları, düşünceleri insanımızı, toplumumuzu aydınlatmaya devam ediyor.
Selam ve muhabbetle…
Youtube Kanalım: https://www.youtube.com/@metinuygun713
Kaynak: Murat Beyazyüz, Cemil Meriç’in Psikobiyografisi.