Metin UYGUN
Köşe Yazarı
Metin UYGUN
 

Rus Çarı Birinci (Deli) Petro ve Reformları

Rus Çarı Birinci Petro’yu önemli kılan hususlardan birisi, Rusya’nın dünya hakimiyeti ve dünya ticareti için sıcak denizlere inme fikrini öne süren ilk kişi olmasıdır. Bu hedefi için Baltık Denizine hakim olmak, Karadeniz’e ve boğazlara kadar inmek amacından hiç vazgeçmemiştir. Bu siyasetinin devam ettirilmesini kendisinden sonraki Rusya yöneticilerine de vasiyet etmiştir. Onun bu vasiyeti kendisinden sonra da devam ettirilmiş, bugün de hâlâ devam ettirilmektedir. Bu vasiyet Rusya’nın devlet politikası olmuştur. Çar Petro; Birinci Petro, Büyük Petro, Türkler arasında Deli Petro veya Pyotr Aleksiyeviç lakaplarıyla anılmaktadır. 1672 yılında doğan ve 1725 yılında ölen Birinci Petro, Rus Çarlığı’nı 1682 yılından 1696’ya kadar üvey ağabeyi Beşinci İvan ile birlikte çar olarak, daha sonra 1696 yılından ölüm tarihi olan 1725 yılına kadar tek başına imparator olarak yönetmiştir.  Rusya’da gerçek bir reform meydana getirmiştir Uzun yıllar süren saltanatı sırasında mutlak bir gücün sahibi olan Çar Petro, Rusya’nın ilk donanmasını inşa etmiş, sanayileşmesini sağlamış, eğitim kurumlarını tesis etmiş ve yeni Başkent olarak St. Petersburg şehrini kurmuştur. Bu icraatlarıyla Rusya’da gerçek bir reform meydana getirmiştir. Petro özellikle Batı Avrupa’ya yaptığı uzun seyahat sırasında Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip etme imkânı bulmuştur.  Avrupa seyahati Petro’nun Rusya’yı modernleştirmesinde, ülkesini güçlü ve modern Avrupa ülkeleriyle eşit bir zemin üzerine oturtmasında etkili olmuştur.   Petro, ticaret için sıcak denizlere inme gereğini fark eden ilk kişidir Birinci Petro, devletini genişletmeyi, dünya hakimiyetini ele geçirmeyi amaçlamıştır. Bu hedeflerine ulaşmak için ticareti geliştirmenin önemini kavrar. Ancak Rusya, kuzeyinde buzlarla kaplı denizler, güneyinde ise Osmanlı Devleti’nin denetimi altındaki Karadeniz arasında sıkışmış bir ülke konumundadır. Ticarete uygun limanları yoktur. Petro, ticaret için sıcak denizlere inme gereğini fark eden ilk kişidir. Sıcak denizlere inme planını gerçekleştirmek için ilk teşebbüsü Azak Kalesi’nin kuşatılması olmuştur. 1695 yılında ani bir baskınla Azak Kalesi'ni almayı dener. Ancak deniz kuvvetlerinden yoksun olan Rus ordusu 96 günlük bir kuşatmadan sonra çekilmek zorunda kalır. Bu başarısızlık üzerine Petro 1695-1696 kışında Don nehri kıyısındaki Voronej'de bir nehir donanması kurar. Kaleyi karadan ve denizden 31.000 asker ve 170 topla kuşatarak 6 Ağustos 1696 tarihinde teslim alır. Asıl amacı Karadeniz'e ve ardından Boğazlara kadar gidebilmektir. Bu amacından hiç vazgeçmemiş ve bu politika kendisinden sonra da devam ettirilmiştir. Avrupa seyahati Azak Kalesi kuşatması, Çar I. Petro'ya donanmaya ve düzenli bir orduya sahip olmanın önemini gösterir. Bu amaçla ülkeye yabancı uzmanlar davet etmek yerine soylu ailelerden seçilen gençlerin eğitim için İngiltere, İtalya ve Hollanda'ya gönderilmesini emreder. Avrupa'nın başarısının hangi şartlar altında geliştiğini ve mümkün hale geldiğini öğrenmek; Avrupa'daki ilerlemeyi Rusya'ya taşımak istemektedir. Kendisi de denizcilik eğitimi için 1697'de kimliğini gizleyerek yurtdışına çıkar. Sırasıyla Almanya, Hollanda ve İngiltere'ye gider. Marangozluk, tıp, gemi yapımcılığı üzerinde çalışır. Avrupa seyahatinin sonunda kimi Avrupa adetlerinin Rus adetlerinden üstün olduğuna kanaat getiren Petro, tüm saraylıların ve memurların sakallarını kesmesini; batılı giysiler giymelerini ister. Bu durum sakalını kesmeyen Rus aristokrasisi içinde büyük sıkıntı meydana getirir. Bu sorun sakalını kesmek istemeyenlere  yıllık 100 ruble sakal vergisi konması karşılığında çözülür. Böylece sakal tıraşı Rus modernleşmesinin simgelerinden biri hâline gelmiş olur.  Büyük Petro’nun Reformlarından bazıları Büyük Petro, Avrupa’da gördüklerinden ilham alarak Moskova’ya döner ve değişimin ülkesi Rusya’da da uygulanmasına karar verir. Yeni askeri alaylar oluşturur, modern yeni bir askeri üniforma getirerek Rus Ordusunu yeniden şekillendirir. Kilisenin idaresini devralacak ve Rus Ortodoks Kilisesinin en yüksek başkanı olacak bir din adamı tayin eder. Birinci Petro, Rusya’nın uluslararası ticaret alanında dışa daha az bağımlı kalması için tekstil, deri işçiliği ve silah yapımı (toplar ve tüfekler) gibi çeşitli endüstri alanlarını geliştirir.   Rus sanatçılarını inceleme yapmak üzere İtalya ve Hollanda’ya gönderir. Bilim Akademisi Müzesini kurar. Çar Petro’nun en uzun ömürlü miraslarından biri Rusya Bilimler Akademisi ve diğeri de St. Petersburg Devlet Üniversitesi olmuştur. Birinci Petro’nun Rusya’ya miras bıraktığı bu iki kurum, Rusya’nın en iyi kurumları olarak bugün de hâlâ faaliyetlerine devam etmektedirler. Saint Petersburg Şehrinin Kurulması Birinci Petro’nun en önemli icraatlarından birisi de Saint Petersburg şehrinin kuruluşudur. Çar Petro, ilk başlarda Neva Nehri korumasını sağlayacak bir kale inşa etmek ister. 1703 yılı Mayıs ayında yeni bir kale ve limanın inşasına başlanır ve buraya St. Petersburg adı verilir. Çar Petro, bu yeni inşaat projesini genişletmeye devam eder ve çok zaman geçmeden ilk başta tasarlanan proje nehir üzerinde bir kale’den daha geniş bir şehir yapısı halini alır. Çar Birinci Petro daha sonra, şehir vizyonunu hayata geçirmek üzere İtalyan mimar ve mühendis Domenico Trezzini’yi görevlendirir. Ailesini,  yüzlerce zengini ve Rus tüccar kesimini St. Petersburg’da yaşamaya davet eder. 1712 yılında St. Petersburg şehrini Rusya’nın yeni başkenti yapar. St. Petersburg bugün bile Rusya’nın kültür merkezi ve Avrupa’nın en güzel şehirlerinden birisidir. Petro Dönemiyle ilgili Ruslardaki fikir ayrılıkları Büyük Petro, hayatının son haftalarını geçirdiği hastalık döneminden sonra 28 Ocak 1725 tarihinde ölür. Birinci Petro’nun imparatorluk dönemi, Rus toplum kesimlerinde fikir ayrılıklarının olduğu bir dönemdir. Bu dönemi eleştirenler olduğu gibi takdirle karşılayanlar da vardır. Bazı kesimler Büyük Petro’nun otokratik hükümdarlık dönemine eleştiri getirirlerken, diğer kesimler ise bu dönemi Rus Tarihinin altın dönemi olarak değerlendirirler. Bugünkü Rusya’nın dünya siyaseti ve Türkiye ile ilgili politikalarını iyi bilmek ve doğru değerlendirebilmek için Birinci Petro’nun vasiyetnamesini, hayatını, düşüncelerini bilmenin, öğrenmenin önemli olduğu kanaatindeyiz. Selam ve muhabbetle, Metin Uygun https://www.youtube.com/@metinuygun713
Ekleme Tarihi: 08 Kasım 2024 - Cuma
Metin UYGUN

Rus Çarı Birinci (Deli) Petro ve Reformları

Rus Çarı Birinci Petro’yu önemli kılan hususlardan birisi, Rusya’nın dünya hakimiyeti ve dünya ticareti için sıcak denizlere inme fikrini öne süren ilk kişi olmasıdır. Bu hedefi için Baltık Denizine hakim olmak, Karadeniz’e ve boğazlara kadar inmek amacından hiç vazgeçmemiştir. Bu siyasetinin devam ettirilmesini kendisinden sonraki Rusya yöneticilerine de vasiyet etmiştir. Onun bu vasiyeti kendisinden sonra da devam ettirilmiş, bugün de hâlâ devam ettirilmektedir. Bu vasiyet Rusya’nın devlet politikası olmuştur.

Çar Petro; Birinci Petro, Büyük Petro, Türkler arasında Deli Petro veya Pyotr Aleksiyeviç lakaplarıyla anılmaktadır. 1672 yılında doğan ve 1725 yılında ölen Birinci Petro, Rus Çarlığı’nı 1682 yılından 1696’ya kadar üvey ağabeyi Beşinci İvan ile birlikte çar olarak, daha sonra 1696 yılından ölüm tarihi olan 1725 yılına kadar tek başına imparator olarak yönetmiştir. 

Rusya’da gerçek bir reform meydana getirmiştir

Uzun yıllar süren saltanatı sırasında mutlak bir gücün sahibi olan Çar Petro, Rusya’nın ilk donanmasını inşa etmiş, sanayileşmesini sağlamış, eğitim kurumlarını tesis etmiş ve yeni Başkent olarak St. Petersburg şehrini kurmuştur. Bu icraatlarıyla Rusya’da gerçek bir reform meydana getirmiştir.

Petro özellikle Batı Avrupa’ya yaptığı uzun seyahat sırasında Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip etme imkânı bulmuştur.  Avrupa seyahati Petro’nun Rusya’yı modernleştirmesinde, ülkesini güçlü ve modern Avrupa ülkeleriyle eşit bir zemin üzerine oturtmasında etkili olmuştur.

 

Petro, ticaret için sıcak denizlere inme gereğini fark eden ilk kişidir

Birinci Petro, devletini genişletmeyi, dünya hakimiyetini ele geçirmeyi amaçlamıştır. Bu hedeflerine ulaşmak için ticareti geliştirmenin önemini kavrar. Ancak Rusya, kuzeyinde buzlarla kaplı denizler, güneyinde ise Osmanlı Devleti’nin denetimi altındaki Karadeniz arasında sıkışmış bir ülke konumundadır. Ticarete uygun limanları yoktur. Petro, ticaret için sıcak denizlere inme gereğini fark eden ilk kişidir. Sıcak denizlere inme planını gerçekleştirmek için ilk teşebbüsü Azak Kalesi’nin kuşatılması olmuştur.

1695 yılında ani bir baskınla Azak Kalesi'ni almayı dener. Ancak deniz kuvvetlerinden yoksun olan Rus ordusu 96 günlük bir kuşatmadan sonra çekilmek zorunda kalır. Bu başarısızlık üzerine Petro 1695-1696 kışında Don nehri kıyısındaki Voronej'de bir nehir donanması kurar. Kaleyi karadan ve denizden 31.000 asker ve 170 topla kuşatarak 6 Ağustos 1696 tarihinde teslim alır.

Asıl amacı Karadeniz'e ve ardından Boğazlara kadar gidebilmektir. Bu amacından hiç vazgeçmemiş ve bu politika kendisinden sonra da devam ettirilmiştir.

Avrupa seyahati

Azak Kalesi kuşatması, Çar I. Petro'ya donanmaya ve düzenli bir orduya sahip olmanın önemini gösterir. Bu amaçla ülkeye yabancı uzmanlar davet etmek yerine soylu ailelerden seçilen gençlerin eğitim için İngiltere, İtalya ve Hollanda'ya gönderilmesini emreder.

Avrupa'nın başarısının hangi şartlar altında geliştiğini ve mümkün hale geldiğini öğrenmek; Avrupa'daki ilerlemeyi Rusya'ya taşımak istemektedir. Kendisi de denizcilik eğitimi için 1697'de kimliğini gizleyerek yurtdışına çıkar. Sırasıyla Almanya, Hollanda ve İngiltere'ye gider. Marangozluk, tıp, gemi yapımcılığı üzerinde çalışır.

Avrupa seyahatinin sonunda kimi Avrupa adetlerinin Rus adetlerinden üstün olduğuna kanaat getiren Petro, tüm saraylıların ve memurların sakallarını kesmesini; batılı giysiler giymelerini ister. Bu durum sakalını kesmeyen Rus aristokrasisi içinde büyük sıkıntı meydana getirir. Bu sorun sakalını kesmek istemeyenlere  yıllık 100 ruble sakal vergisi konması karşılığında çözülür. Böylece sakal tıraşı Rus modernleşmesinin simgelerinden biri hâline gelmiş olur. 

Büyük Petro’nun Reformlarından bazıları

Büyük Petro, Avrupa’da gördüklerinden ilham alarak Moskova’ya döner ve değişimin ülkesi Rusya’da da uygulanmasına karar verir.

Yeni askeri alaylar oluşturur, modern yeni bir askeri üniforma getirerek Rus Ordusunu yeniden şekillendirir.

Kilisenin idaresini devralacak ve Rus Ortodoks Kilisesinin en yüksek başkanı olacak bir din adamı tayin eder.

Birinci Petro, Rusya’nın uluslararası ticaret alanında dışa daha az bağımlı kalması için tekstil, deri işçiliği ve silah yapımı (toplar ve tüfekler) gibi çeşitli endüstri alanlarını geliştirir.  

Rus sanatçılarını inceleme yapmak üzere İtalya ve Hollanda’ya gönderir. Bilim Akademisi Müzesini kurar. Çar Petro’nun en uzun ömürlü miraslarından biri Rusya Bilimler Akademisi ve diğeri de St. Petersburg Devlet Üniversitesi olmuştur. Birinci Petro’nun Rusya’ya miras bıraktığı bu iki kurum, Rusya’nın en iyi kurumları olarak bugün de hâlâ faaliyetlerine devam etmektedirler.

Saint Petersburg Şehrinin Kurulması

Birinci Petro’nun en önemli icraatlarından birisi de Saint Petersburg şehrinin kuruluşudur. Çar Petro, ilk başlarda Neva Nehri korumasını sağlayacak bir kale inşa etmek ister. 1703 yılı Mayıs ayında yeni bir kale ve limanın inşasına başlanır ve buraya St. Petersburg adı verilir. Çar Petro, bu yeni inşaat projesini genişletmeye devam eder ve çok zaman geçmeden ilk başta tasarlanan proje nehir üzerinde bir kale’den daha geniş bir şehir yapısı halini alır.

Çar Birinci Petro daha sonra, şehir vizyonunu hayata geçirmek üzere İtalyan mimar ve mühendis Domenico Trezzini’yi görevlendirir. Ailesini,  yüzlerce zengini ve Rus tüccar kesimini St. Petersburg’da yaşamaya davet eder. 1712 yılında St. Petersburg şehrini Rusya’nın yeni başkenti yapar. St. Petersburg bugün bile Rusya’nın kültür merkezi ve Avrupa’nın en güzel şehirlerinden birisidir.

Petro Dönemiyle ilgili Ruslardaki fikir ayrılıkları

Büyük Petro, hayatının son haftalarını geçirdiği hastalık döneminden sonra 28 Ocak 1725 tarihinde ölür.

Birinci Petro’nun imparatorluk dönemi, Rus toplum kesimlerinde fikir ayrılıklarının olduğu bir dönemdir. Bu dönemi eleştirenler olduğu gibi takdirle karşılayanlar da vardır. Bazı kesimler Büyük Petro’nun otokratik hükümdarlık dönemine eleştiri getirirlerken, diğer kesimler ise bu dönemi Rus Tarihinin altın dönemi olarak değerlendirirler.

Bugünkü Rusya’nın dünya siyaseti ve Türkiye ile ilgili politikalarını iyi bilmek ve doğru değerlendirebilmek için Birinci Petro’nun vasiyetnamesini, hayatını, düşüncelerini bilmenin, öğrenmenin önemli olduğu kanaatindeyiz.

Selam ve muhabbetle,

Metin Uygun

https://www.youtube.com/@metinuygun713

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberpoligon.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.