Bir önceki yazımız bu yazımıza giriş mahiyetindeydi. Rahmetli Ali Fuat Başgil hocanın Gençlerle Başbaşa isimli kitabı hakkında bilgi verip gençlere hayat yolunda başarıya nasıl ulaşacakları yönünde tavsiyelerde bulunduğundan, başarılı olmanın önündeki engellerin neler olduğu hususunda tecrübelerini aktardığından bahsetmiştik. Şimdi bu tavsiyeler neler, onlardan bahsedeceğiz.
Ali Fuat Başgil hoca, başarılı olma yolundaki tehlikeleri sayarken birinci sıraya tembelliği koyar ve tembelliğin insanın karşısına çıkıp mertçe savaşan bir düşman olmadığını belirtir. Tembelliği şekilden şekile giren ve binbir hile kullanarak karşısındakini alt etmeye çalışan bir namert olarak tarif eder. Tehlikesinin büyüklüğünün de buradan geldiğini söyler.
Hocaya göre başarının ikinci düşmanı kötü arkadaştır. Arkadaşın kötüsü, bir gencin başına gelebilecek kötülüklerin en kötüsü bir durumdur ve bu kötülükte her kötülük gibi sinsi ve maskelidir. Hoca burada gençlere şöyle seslenir: “Sözlerime kulak ver; arkadaş olacağın kimsede arayacağın şart çalışkanlık, dürüstlük ve iyilik severlik olsun. Bu meziyetlere sahip olan bir insan diğer bütün iyi vasıflara da sahiptir demektir. Bunu unutma ve bu şartı bulamadığın kimse ile sakın arkadaş olma!”
Üçüncü düşman ise kötü örnektir. Başgil hoca kötü örnekleri; “Bunlar, takıp takıştırmakla, kiminin ayağına çelme takmak, kiminin gözüne kül atmakla makam, mevki ve şöhrete kavuşmuş, ehliyet ve liyakatlerinin üstündeki yerlere oturmuş parazitler” olarak vasıflandırır. Kötü örnekler sadece kendilerini düşünürler ve kendilerini bütün varlıkların merkezi olarak ve her şeyin üstünde görürler. Bunların başarılı olma prensibi ise her ne şekilde olursa olsun hedeflerine ulaşmaktır. Başgil, bunları insanlık dünyasının en aşağı derecesinde yer alan parazitler olarak nitelendirir ve gençlere hayatlarında bunları rehber edinmemeleri noktasında çok kesin ifadeler kullanır. Namuslu çalışmaları yönünde tavsiyelerde bulunur.
Başarılı olmak ve verimli çalışmanın şartlarını bedeni, hissi ve akli olmak üzere üç esas olarak belirler.
Buna göre çalışmanın bedeni şartı sağlık ve sağlamlıktır. Hoca bu şart üzerinde durmayı, bunun üzerinde düşünmeyi muhataplarına, yani bizlere bırakır ve diğer şartların açıklamasına geçer.
Hissi şart olarak; kişi çalışmayı sevmeli ve arzu etmelidir, Çalışmayı veya işi angarya gibi görmemeli, bir spor gibi severek yapmalıdır. Çalışmayı sevebilmenin de birçok şartları olduğunu belirten hoca, bunlardan en başta geleninin, insanın işini ve mesleğini kendi ruhi ve bedeni kuvvetine, kabiliyet ve temayülüne göre seçmek olduğunu açıklar ve bu konuda gençlere kulaklara küpe olacak şu uyarıyı yapar;
“Meslek tutmak için, her şeyden evvel fizik ve fikri kuvvet ve kabiliyetlerini ölç. Göreneklere, arkadaş baskı ve yönlendirmelerine kapılmadan kendi ilgi alanlarını iyice yokla. Ve içinin sesine kulak ver. Hoşlanmadığın bir mesleğe girme ve şüphe etme ki iş ve mesleklerin hepsi iyidir.”
Çalışmanın akli şartı olarak, çalışmanın usulünü, yolunu, metodunu bilmek lazımdır. Başarılı olma yolunda çalışmayı iyi bir metoda ve sisteme bağlamak lazım geldiğini söyleyen Başgil, çalışma sevgisinin genellikle metotlu çalışmaktan doğduğunu, metotsuz ve sistemsiz çalışan bir kişinin işini sevemeyeceğini ifade eder. Ona göre metotsuz çalışmak verimsizdir ve verimsiz çalışma da insanı bezdirir ve yorar.
Şimdi çalışma hayatı ve Umumiyetle Başarılı Olmanın Kanunları başlığını taşıyan bölümde yer alan ve birbirinden değerli bazı tavsiyelerden bir seçki yapıp buraya almak istiyoruz.
“Çalışmak için müsait gün ve zaman bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır.”
“Bir günde ve bir zamanda yapman gereken bir işi, bir dersi, bir görevi ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi işi de kendine yeter.”
“Bir zamanda yalnız tek bir iş yap, yalnız bir ders, bir kitap, hatta bir konu üzerinde çalış. Ta ki, dikkatin ve kuvvetin yayılıp zayıflamasın. Bir zamanda birden fazla iş yapayım diyen, hiçbirini tam ve temiz yapamaz. Dünyaca tanınmış olan büyük İslam mütefekkiri İmam Gazzali’ye İhya-i Ulum adlı eserini nasıl bir çalışma ile meydana getirdiğini sormuşlar: “bir zamanda yalnız bir fasıl, bir bahis, bir mesele üzerinde çalıştım” demiş.”
“Başladığın bir işi, bir dersi bitirmeden başka bir işe, bir derse, bir kitaba başlama. Yarıda kalan iş başlanmamış demektir.”
Hergün iyi bir eserden yüksek sesle beş on sahife oku. Bu sayede konuşma ve söz söyleme kabiliyetin gelişir.”
“Bir kimseye söz vermeden iyi düşün. Fakat verdiğin sözden dönme. Sözden dönmek yalancılığın en çirkinidir.”
“Dostlarına vefalı, düşmanlarına müsamahalı ol ve yere yıktığın düşmanını tekmeleme.”
“Düşenin elinden tut. Ta ki sen de düştüğün zaman tutacak el bulasın.”
“Kibirli olma. Kibirli insan herkesi kendisinden uzaklaştırır.”
“Başarılarınla gururlanma. Gururun gelecekteki başarılarının en büyük düşmanı olduğunu bil.”
Gençlerle Başbaşa kitabında bu gibi daha çok tavsiyeler yer almaktadır. Biz bunlardan bir kısmını buraya aldık. Başarıya giden yolda metotlu ve sistemli çalışmanın yollarını gösteren tavsiyeler, gerçek manada başarının iyilikseverlik, düzgün bir şahsiyet ve iyi bir karakter olmakla mümkün olacağını göstermektedir.
Selam ve muhabbetle.
Bir rica: Değerli haberpoligon.com takipçileri, Youtube de kendi ismimle tarih, kültür, edebiyat konularında içerik ürettiğim kanalım vardır. Sizlerden kanalıma özellikle abone olarak, beğeni ve yorum yaparak destek olmanızı rica ediyorum. Teşekkürler.
Kanalın ismi. Metin uygun @metinuygun713 Youtube kanalı.