Büyük Türk düşünürü Farabi’nin hayatında, davranışlarında aşırılıktan uzak, tutarlı olduğu kaydedilir. Farabi’nin bu özelliğini yansıtan şöyle bir hadise anlatılır. Seyfüddevle tarafından kendisine takdim edilen bütün ikramlardan günlük olarak ancak 4 dirhem (16 gr. Gümüş) paradan başka, fazla bir şey almaz, Zaruri geçiminden fazla olan, artan kısmı iade edermiş. Gösterişe, eve ve kazanca fazla önem vermediği belirtilen Farabi, geceleri evinden çıkarak bekçilerin yanına gider ve okumak için onların fenerlerinden aydınlanırmış.
Farabi’nin şahsiyetiyle ilgili olarak anlatılan diğer bir özelliği de, herkesi kolay kolay beğenmediğidir. Çok büyük bir tevazu ve nezaket sahibi olmasına rağmen aynı zamanda çok büyük bir hassasiyet sahibi olması, onun olur-olmaz kişilerle dostluk kurmasına engel olur.
Kendisi bu durumunu bir şiirindeki şu sözlerle anlatır.
Zamanın ters, yarenliğin faydasız, her reisin bezgin ve her başın hasta olduğunu görünce,
Evime kapanıp şeref ve haysiyetimi kayırmayı kâr bildim.
Yanımda bulunan ve avucumda ışıldayan hikmet şarabından içerim.
İçki arkadaşlarım mürekkep şişelerdir. Sazım onların şakırtısıdır.
Dünyadan izleri silinen hikmet ehlinin sohbeti ile çimlenirim.
Bu büyük Türk düşünce adamının ismi Ebu Nasr el-Farabi el-Türki’dir. Farabi namıyla şöhret bulmuştur. Doğum tarihi yaklaşık olarak 870-871 veya 872 olarak verilir kaynaklarda.
Türkistan’ın Farab (Otrar) şehrinde doğmuştur. Ataları asker, kumandandır. Kendisinden daima Türk diye bahsedilmektedir.
Dımaşk’dan Askalan’a giderken eşkiyanın saldırısına uğrayarak 950 senesinde vefat eder.
İyi Bir Yönetici İnsanlardan Farklı Özelliklere Sahip Olmalıdır
Farabi’ye göre iyi bir yönetici, hükümdar veya şehir başkanlığı yapacak kimse, diğer insanlardan farklı ve üstün özelliklere sahip olmalıdır.
Böyle birisi aldığı eğitimle, davranışlarıyla herkese örnek olmalıdır. Böyle bir kimse doğuştan gelen bazı ve farklı özelliklere de sahip olmalıdır.
Farabi, devlet başkanlarının sahip olması gereken üstün özellikleri on iki maddede toplar, bunları on iki madde halinde ortaya koyar.
Bu özelliklere göre devlet başkanı olacak kişi,
Birinci olarak, çok sıhhatli olmalıdır. Vücudu ve bütün azaları tam kıvamında olmalıdır ki, görevini eksiksiz ve tam olarak yerine getirebilsin.
İkinci olarak, kendisine söylenen her şeyi iyi kavrayıp anlayacak özelliklere sahip olmalıdır. Hem söyleyenin maksadını ve hem de konuyu olduğu gibi anlamalıdır.
Üçüncü olarak, yönetici olacak kişinin hafızası kuvvetli olmalıdır. Gördüğü, işittiği ve sezdiği her şeyi iyi kavramalı ve unutmamalıdır.
Farabi dördüncü özellik olarak, uyanık ve zeki olmayı sayar. Başkan, yönetici gördüğü en küçük delili hemen fark etmeli ve yerinde kullanmasını bilmelidir.
Beşinci özelliği de, güzel konuşmak olarak belirler. Başkan olacak kişi güzel konuşmasını bilmeli, her şeyi açıkça anlatabilmeli, açıklayabilmelidir.
İyi Bir İdareci Öğretmeyi ve Öğrenmeyi Sevmelidir
Altıncı özelliğe göre ise başkan, öğretmeyi ve öğrenmeyi sevmelidir. Buna kendisini kaptırmış olması ve her şeyi kolayca öğretmesi lazımdır. Öğretme ve öğrenme yorgunlukları ona ıstırap vermemelidir.
Yedinci özellikte, başkan olacak kişi yiyip içmeye ve kadınlara düşkün olmamalıdır. Oyundan ve kumardan sakınmalı, uzak durmalıdır.
Sekizinci özellikte de, başkan olacak kişi doğru olmayı ve doğruları sevmelidir. Yalandan ve yalancılardan nefret etmelidir.
Dokuzuncu özellik ise büyüklük ve ululuk hakkındadır. Bu özelliğe göre başkan ulu olmalı ve ululuğu sevmelidir. Bu sayede utandırıcı durumlara düşmekten kurtulur. Hep yüksek değerleri aramalı, altın, gümüş ve diğer dünyalıklara itibar etmemelidir.
Onuncu özellikte adalete vurgu yapar. Başkanın adaleti ve adalet ehlini sevmesi gerektiği üzerinde durur. Zulümden ve zalimlerden kaçınarak hem kendi arkasından hem de başkalarından hak arayabilmelidir. Onları hakka davet ederek zulüm ve baskı gören mağdurların imdadına yetişmelidir. İyi ve güzel gördüğü şeyleri desteklemelidir.
İdareci Ilımlı Olmalıdır
Farabi, on birinci özellikte ılımlı olmayı tavsiye etmektedir. Başkan, kendisinden adalet istendiğinde şiddet göstermemelidir. Titizlik ve aksilik, huysuzluk etmemelidir. Burada bir istisnai durum ortaya koyar Farabi. Bu duruma göre başkan zulüm ve kötülüğe davet edildiği zaman şiddet göstermelidir.
On ikinci özellik azim ve iradeyle ilgilidir. Başkan azim ve irade sahibi olmalıdır. Zaruri bulduğu şeyleri gerçekleştirmek hususunda cesaret göstermeli, korkak ve yumuşak olmamalıdır.
Farabi’ye göre bir yönetici de, devlet başkanında bulunması lazım gelen özellikler bu şekildedir, bunlardır.
Bu özelliklerin bir kişide toplanmasının çok zor olduğunu kabul eder. Bu özellikleri taşıyan, böyle üstün insanlar ne yazık ki çok nadir bulunur. O bu gerçeğin farkındadır. Başkan olacak, devleti veya bir topluluğu yönetecek kişinin hiç olmazsa burada belirttiği ilk altı özelliğe veya daha fazlasına sahip olması gerektiğini söyler.
Farabi’ye göre hikmet, siyasetin şartı olmaktan çıktığı gün diğer şartlar bulunmuş olsa da erdemli bir şehir veya ülke başsız kalır. Böylece şehir veya ülke tehlikelere düşer. Kendisine teslim olacak bu özeliklerden mahrum bir hakim, idareci bulamayan şehir veya ülke er geç yıkılır.
Selam ve muhabbetle…
Kaynak: Gülnihal Köken, Ortaçağda Eğitim Felsefesi.
www.youtube.com/@metinuygun713